1 Günlük Kayseri Seyahatnamesi

Merhaba. 10-13 Kasım arası Kayseri ve Maraş(Göksun) bölgelerinde idim. Daha çok Kayseri ilini gezebilme fırsatım oldu. Fırsat buldukça yazdım ve seyahatnameyi ancak bitirebildim. Gezdiğim gibi kolay yazamıyorum, ince eleyip sıkı dokuyorum maalesef.

Selçuklu Uygarlığı Müzesi

Cuma akşamı eşim ve Ömer Akif ile Kayseri'ye vardık. İnternetten ve Kayserililer'den aldığımız bilgilere göre Selçuklu Müzesi'ne mutlaka gitmeliydik. Cumartesi sabahı erkenden kalkıp müzenin yolunu tuttuk. Selçuklu uygarlığının yıldızının manası çok hoşuma gitti sizlerle de paylaşmak isterim.

Buranın içinde ayrıca Gıyasiye Medresesi ve Gevher Nesibe Şifahanesi vardı. Bünyesinde medrese, kümbet, dersane, eczane, ameliyathane, bimarhane ve hamam bulunan bu kompleks sizi büyüleyecek. Zira her şeyin ayrıntısına kadar düşünüldüğü bir yaşam merkezi yapılmış. O zamandan kalma sikkeler gerçekten dikkat çekici idi.

Yine halı sanatı da çok gelişmiş. Türk ve Gördes denen düğümler atılırmış. Gördes düğümü hem sağlam hem de geometrik desenleri yapmayı daha kolay hale getiriyor. Anadolu'da halı sanatı 13. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar gelişme sürecinde olmuş. Sekizgenler, sekiz köşeli yıldızlar, geometrik ve bitkisel motfiler en çok tercih edilen motifler arasında yer almış. Bu müzede gerçek Selçuklu halısı yoktu ama aynı desen ile yapılmış eski halılar vardı. İki fotoğraf çekmişim.

Bimarhane

Beni en derinden etkileyen yer bimarhane idi. Bunda musîkî ile uğraşmamın etkisi büyük olabilir tabi. Bimarhane insanların müzik ile tedavi edildiği yer. Bazı eski enstrümanları görmek çok hoşuma gitti. Hangi makamın hangi hastalığa iyi geldiğine dair şu bilgilendirici tabloları benden daha dikkatle okuyan olmamıştır herhalde.

Taşı işleme noktasında oldukça ileri seviyede olduklarını gördüm. Mezar taşlarından binaların sütunalrına kadar taş işçiliğinin birçok çeşidini yakından inceleme fırsatı bulmak oldukça heyecan vericiydi. "Ecdad neler yapmış" modundan çıkıp da ağzımızı kapatmak pek mümkün olmamış. Zira muazzam eserler bırakmışlar. Kayseri'ye gidip Selçuklu Müzesi'ne gitmemek hayatınızın hatası olur diyebilirim.

Son olarak yapının müthiş rikkat dolu kapısı ve aile saadeti fotoğrafım ile müzeden çıkalım.

Kurşunlu Camii

Memleketi Kayseri olan Mimar Sinan'ın 93 yaşında yaptırdığı bu cami, merkezî kubbesinin kurşunla kaplı olmasından dolayı bu adla anılmakla beraber Hacı Ahmet Paşa Camii olarak da bilinmektedir. İç süslemeleri, minberi ve avludaki sekiz sütunun taşıdığı kubbe ile tam bir Sinan eseri diyebilirim. Eser hakkında detaylı bilgiyi şu yazıdan bulabilirsiniz: Kurşunlu Camii

Ulu Cami - Camikebir

Danişmendliler'in hükümdarı Melik Mehmet Gazi tarafından 1140'lı yıllarda yaptırılmış. Medresesi de varmış ama günümüze ulaşmamış maalesef. Şehrin en eski büyük camisi yıllar içerisinden birçok onarım görmüş. İçinde bir saat var. Bilmiyorum ne kadar eski ama benim mazi damarlarımı kabarttı. Fotoğraflar arasına onu da koymak istedim.

Bunun dışında Kapalı Çarşı'yı da ziyaret ettik. Güzel bir yerdi. Ayrıca ayıptır söylemesi Elmacıoğlu İskender'de iskender ve mantı yedik. Giderseniz Millet Caddes'indeki şubesini ziyaret etmeyi unutmayın. Yazılacak belki çok daha fazla şey var ama ben biraz fotoğraflar anlatsın diye düşünüyorum. Zira ben çektiğim fotoğraflara bakıp kalabiliyorum. Neyse. Yeni yazılarım için takipte kalmaya devam edin. Paylaşmayı da unutmayın.

Görüşmek dileğiyle.

Sonraki Yazı: Sauna ve Tefekkür