Merakla Beklenen Müslüm Filmi Hakkında Yorumlarım
Merhaba,
Temmuz'dan bu yana yine uzun bir süre sitemi yazısız bıraktım. Hayatımın her alanında beni yapabileceklerimi yapmaktan alıkoyan mükemmeliyetçilik hastalığı şahsi siteme içerik üretmekten de engeller hale geldi. Bunu nasıl aşacağımı 27 yıllık hayatımda öğrenebilmiş de değilim. Hayırlısı olsun.
Bu yazımda Müslüm filmi hakkında izlenimlerimi aktarmak istiyorum. 26 Ekim 2018'de vizyona giren Müslüm Gürses'in hayatını anlatan filme "Müslüm" filmine 27 Ekim günü gitmek nasip oldu. Etrafımda bu filme gitmek isteyen insanlar var onlara yol gösterici olması amacıyla bu yazıyı yazmaya karar verdim. Müslüm Gürses filmi nasıldır, Müslüm filmi sinemada izlenir mi Müslüm filmi hakkında yorumlar nelerdir gibi sorulara cevap vermek istiyorum. Yazının büyük çoğunluğu spoiler içermeyecek. Yani yazıyı bitirince filme gitmenize gerek kalmayacak hale gelmeyeceksiniz. Aksine izlemek isteyeceğinizi düşünüyorum.
Müslüm Filmi Konusu
Adından çok belli tabi yine de özetleyelim. Biyografik bir film olsa da müzikal gibi ilerleyen filmin ilk yarısı Müslüm Gürses'in çocukluğu ve gençliğine odaklanıyor. İkinci kısımda şöhret basamaklarını tırmanış ve tırmanamayışlarını, malum kazayı, çocukluktan gelen acılarını yüreğinde taşıyışını, Muhterem Nur ile tanışmasını ve evliliklerine giden yolu ele alıyor. Buralarda filmi izleyeceklerin filmden alacağı tadı almadan nasıl anlatabilirim onu düşünüyorum. Ancak şunu belirtmeliyim ki film Müslüm Gürses'in hayatının son dönemine pek girmemiş. Hande Yener'lerle yaptığı düetler, Garbage coverı "Bir Ömür Yetmez Ki" gibi eserlere de yer verilmemiş haliyle. Jilet neslinin nasıl çıktığına dair de pek bir şey yoktu. Yaşım yetmediğiinden o döneme ait tarihsel gerçeklikler aramadım değil. İnsanlar o dönemde kendilerini jiletleyecek kafaya nasıl geldiler, nasıl bu hal üzere davrandılar bunu birazcık sosyo-tarihsel açıdan inceleselerdi fena olmazdı. Bu benim şahsi isteğim tabi.
Çocukluğun detaylı anlatılışının bilinçli yapıldığını düşünüyorum. İnsanın çocukluk ve ergenlik döneminin hayatına ne kadar etki edebileceğini biliyoruz. O'nun bu yolculuğunda erken döneminin ne denli etkili olduğunu göstermesi açısından güzel bir tercih olmuş diyebilirim. Yunus Emre ve Müslüm Gürses ilişkisi yine çok güzeldi. Zaten yönetmen de "Bir dervişin hikayesini izleyeceksiniz" diye boşuna dememiş. Filmin ilk kısımları Urfa'da sonrasında Adana'da geçmekte. Tabi sonra Baba'nın İstanbul'a gelmesiyle set İstanbul'a taşınmış. 2006'daki Harbiye Açıkhava Konseri ve inşallah oturur izlerseniz en son cast akarken Muhterem Nur'un küçük bir röportajı ile film bitiyor.
Daha önce hiç arabesk dinleyemen, ıyy Müslüm mü diyen, "Ben yabancı dinliyorummm yeağğğ" lafını ağzından düşürmeyen biriyseniz film size göre değil. Ancak İtirazım var gibi bir eseri daha önce dinlediyseniz, Müslüm olmasa da Ferdi, Orhan gibi diğer üstadlardan bu müzik türüne aşinaysanız konu sizin için sırıtmayacaktır. Mahsun Kırmızıgül'ün gereksiz ajitasyonları değil reel ve safî acı bu filmde var. Müslüm filmi hakkında çok söylenecek şey vardır illaki ben kendi penceremden aktarmaya çalışacağım.
Bu arada güncelleme yapayım: 20 Aralık itibariyle film 52 günde 6.051.536 seyirci 80.213.350,65 TL hasılata ulaştı. (BoxOfficeTurkey.com)
Sinematografi, Kostüm ve Makyaj
Müslüm filmi sinemada izlenmeli mi sorusunun cevabını yazı bitmeden vereyim: Kesinlikle! Zira kullanılan kamera açıları ve efektler muhteşemdi. Yalnız filmin ilk kısmında görüntü hep flu idi. Zira ayıptır söylemesi hep ağladığım için gözlerimdeki yaşlar görüntünün netliğini bozdu. Sulugöz biri değilim gerçekten ağlanacak yer oldu mu ağlarım. Ve bence gerçekten ağlanacak çok şey vardı. Filmin yapımcısı Ayla'nın yapımcısı. Tarzlar benziyor. Seyircilerin bam teline dokunmuşlar iki filmde. Lakin öyle bir iki kez değil yoğun bir şekilde.
Sinematografiye dönelim. Böyle cafcaflı kelimeyi kullanmışım unutur muyum yazacağımı. Biliyorsunuz Müslüm Gürses gençliğinde ciddi bir kaza geçiriyor. O sahneyi o kadar güzel çekmişler ki perde karşısında ben de arabada takla atıyor gibi hissettim. Cam kırılma sahneleri, arabanın takla atışındaki ağır çekim, gölgeler ve ışık oyunları beni benden aldı. 3 Mercedes harcanmış o sahne için. Bunun haricinde filmdeki kamera açılarının hemen hepsi oldukça iyiydi. Yalnız, internette başkalarının yorumlarında da gördüm. Bir sahnede kendine araba alırken gidip Müslüm Gürses'in gerçek görüntüsünü koymuşlardı. O oldukça sırıtıyor. Zira film boyunca Müslüm Gürses'in kendisi gözükmemiş hep Timuçin Esen oynamıştı. Onun dışında kamera kullanımı Hollywood filmlerini aratmayacak bir kaliteye sahipti. Emeğin yoğun olduğu aşikardı.
Eski yıllar, maziye özlem benim için hep lezzetlidir. Kullanılan eşyalar, kostümler ve binaların/gazinoların şekli şemali benim çok hoşuma gitti. O dönemi çok mükemmel yanısıttı mı bilemem yaşamadığım için ama benim gözüme çarpan bir sırıtma yoktu. Dönem filmlerinde kostümler de oldukça önemli malum. 24 bin 300 adet kostüm kullanılmış. Baba'nın kıyafetlerini hayranlıkla izledim. O geniş yakalı gömleklerden giymek isterdim. Gömleği giyip yazlık sinemaya gitmek, gazoz içmek ve O'nun gibi ayağımı uzatıp film izlemek isterdim. 1950-1970 arası doğanlar için tadınmaz yenmez görüntüler var velhasıl.
Makyajı başlıkta geçirdim ama makyajından bahsedebileceğim bir tek Timuçin Esen var. Ona da bir makyaj yapmışlar ki olmuş sana Müslüm Gürses. Sadece yatağa yattığı yerlerde çok kalın bir gıdısı vardı ve yüzüne yapılan işlemler ayan beyan belli oluyordu. O biraz sırıttı. Çocukların seçimi ve makyajına diyecek yoktu.
Oyuncular
Başrole en son geleceğim. Ergenlik dönemini oynayan Şahin Kendirci benim baya bir hoşuma gitti. Bir insan rolünün hakkını bu kadar mı verir. Beni oldukça şaşırttı. Kendisi zamanında O Ses Türkiye Çocuklar birincisi idi. Güzel ve yerinde bir tercih olmuş.
Erkan Can Limoncu Ali'yi yani Müslüm Gürses'in Adana Halk Evi'ndeki ilk ustasını canlandırıyor. Onun da oyunculuğunu anlatmaya pek gerek yok. Müslüm filmi sinemada izlenir mi diye soranlara onun oyunculuğu için izlenir diyebilirim. Film boyunca Müslüm onun öğütlerini hatırlayarak, hayatının kritik noktalarında bu sözlere göre hareket ederek çok hayatî kararlar alıyor. Aşık Veysel, Kaygusuz Abdal ve tabi ki Yunus Emre gibi ozan ve fikir önderlerine yaptığı/yaptırdığı dokunuşlarla Erkan Can, Limoncu Ali ile en sevdiğim karakterler arasında yerini alıyor.
Zerrin Tekindor da Muhterem Nur'u oynuyor filmde. İlk başta pek alakalı değil gibi geldi açıkçası. Sonra sonra müthiş oyunculuğunu konuşturdu o da. Müslüm Gürses'in ona şiddet uyguladığı sahnelerdeki tiradı da unutulmazlarım arasında yer alıyor.
Gelelim başrole. Yan karakterlerle sizi boğmak istemedim. Bilenler bilir benim hayatımda musîkî adına en etkili, en yetkin gördüğüm ve kalben en muhabbetle bağlandığım insan Orhan Gencebay'dır. Ancak uzun yıllar yorumunun kalitesi sebebiyle Müslüm Gürses'i de dinledim. Ha canlı dinlemek nasip olmadı o ayrı. Canlı dinlemesem de İbo Show'lar olsun, diğer katıldığı programlar olsun, konser videoları olsun birçok doğal haline şahit olma fırsatım oldu. 1997 İbo Show videosu harikadır bu arada tavsiye ederim. Çok uzun bir ara açıp inceleyebilirsiniz. Link
Yani diyeceğim o ki Müslüm Gürses'in mimikleri, gülüşü ve sesini iyi bellemiş biriyim. Timuçin Esen bu rolün üstesinden gelmiş mi diye soracak olursanız pekala gelmiş. O gülüşü o kadar güzel yaptı ki her güldüğünde benim gözümden yaşlar boşaldı. O gülüşü de koymadan edemeyeceğim.
Bütün bunların haricinde kullandığı ilaçlar ve alkol belasının verdiği öfke patlamaları hem görüntü yönetmeni hem Timuçin Esen tarafından çok güzel gösterilmişti. Resmen siz de o buhranlı hayata doğru sürükleniyordunuz. Bazen Müslüm Gürses'e kızdığım anlar da olmadı değil. Ama Üstad Gencebay'ın da dediği gibi "Hatasız kul olmaz". Bizim insanımızın en kötü huylarından biri öleni putlaştırması değil midir? Bu filmde eşi senaryoya katkıda bulunmuş. Öyle ki eşine yani Muhterem Nur'a şiddet uygulamasını bile koymuşlar. O da bir insandı ve hataları vardı. Hatalarıyla sevabıyla Timuçin Esen de bunu çok güzel oynadı bence.
"Müslüm Gürses rolündeki Timuçin Esen, film için 14 Müslüm Gürses şarkısını seslendirdi. Esen’in rolüne çalışması aylar sürdü. Yapım ekibi tarafından rolüne hazırlanmak üzere ABD’ye gönderilen Timuçin Esen, Damien Chazelle’in Oscar adayı olan La La Land’inin senaryo doktorluğunu ve Tom Cruise, Brad Pitt, Leonardo diCaprio gibi isimlerin oyuncu koçluğunu yapan Greta Seacat ile çalıştı. Film gösterime girdikten sonra, Esen’in seslendirdiği ama filmde yer almayan şarkıların da olduğu soundtrack albümü yayınlanacak." Kaynak: Listelist
Filmin Twitter adresinden paylaşılan fotoğrafını koyayım:
Şarkılar ve Sesler
Açıkçası benim filmde bilmediğim şarkı yoktu. Tabi baştaki Adana'ya gidek mi türküsü gibi birkaç türkü hariç. Filme getirilen en büyük eleştiri şarkıları Müslüm Gürses'in sesinden sunmayıp Timuçin Esen'in okumuş olması. Fakat Müslüm Gürses'in kendi sesinin kullanılması Yeşilçam moduna döndürürdü filmi. Yıllarca Hülya Koçyiğitler, Türkan Şoraylar Belkıs Özener'in sesiyle söyledi de ne oldu? Hem Timuçin Bey öyle bir okumuş ki biraz Müslüm Baba gibi biraz kendi gibi. Tam dozunda. Ve çoğu şarkının da hakkını vermiş. Batının biyografi filmlerinde de bu böyledir. Eğer sanatçı yaşamıyorsa kendi sesinden sunmazsınız.
Bir müzisyen olarak kayıtların ve sazendelerin de çok başarılı olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Hem Şahin Kendirci'ye hem Erkan Can'a eşlik eden bağlama ve vokal koçları da işini hakkıyla vermiş. İkisinde de enstrümanlar sırıtmıyordu ve Müslüm Gürses'in gençliğini oynayan Şahin Kendirci'nin sesi de çok iyiydi. Timuçin Esen'den yukarıda bahsettim ama oyunculuk kısmında değinmediğim bir şeye burada değinmek istiyorum. Konserlerinde o kadar el hareketi yapmayan Müslüm Gürses'i aşırı derecede elini kolunu sallayan biri olarak resmetmesi hoşuma gitmedi. Evet böyle ani kol hareketleri var Baba'nın ama 2-3 dakikada bir yapar. 2-3 saniyede bir yapınca trafik polisi gibi olmuş Timuçin Esen. Bunu 1-2 şarkının bir 1-2 sahnesinde çok yoğun yaptığı için burada anlatma gereği duydum. Yoksa sesler ve oyunculuk açısından oldukça başarılıydı.
Filme getirilen eleştirilerden biri de çok müzik olması idi. 44 yılda 80'den fazla albüm yapmış tarzını 3 kez sıfırdan değiştirmiş birinin hayatını konu alan biyografik bir filme göre bence az şarkı vardı. Gerçekten. Filmin yapımcısı Uslu, “Projede eserlerini kullandığımız şarkı sözü yazarları ve bestecilere ödediğimiz telif 1 milyon 800 bin TL” demiş bir röportajda. Birçok favori şarkımı ve sanatçımı da göremedim. Aslında Şahsiyet dizisi gibi 10 küsür bölüm süren bir halde yapsalar, Ali Tekintüre, Orhan Gencebay gibi isimlerle olan münasebetlerini yansıtabilseler ne muhteşem olurdu. Şahsiyet demişken hayat arkadaşım Emine'nin şu yazısını da tavsiye ederim: İnternet Dizisi "Şahsiyet Üzerine Bu arda öğrendim ki Şahsiyet'in de Müslüm filminin de senaristi Hakan Günday imiş. Yer altı edebiyatının sevilen yazarlarından Hakan Günday romancılığa ara verdiği bu süreçte sinema dünyası için güzel işler çıkarıyor doğrusu.
Bu arada internette okuduğum bir duyuma göre filmin ikincisi çekilecek 1990'dan günümüze kadar olan dönemi anlatacak imiş. Haydi hayırlısı diyelim.
Genel Değerlendirme - Yani Gidin!
Evet, Müslüm filmi izlenir mi müslüm filmi yorumları nelerdir gibi internette en çok aranan soruların cevabını vermeye Müslüm filmi hakkında bu yazıyarak cevap vermeye çalıştım. Tıklım tıklım bir salonda önce yer bulamadığım Cuma gününün ertesinde Gebze'de Cumartesi günü izlediğim Müslüm filmi ile ilgili bildiklerimi ve izlenimlerimi yazmaya çalıştım. Film bu zamana kadar izlediğim en güzel biyografi filmlerinden biri diyebilirim. Geçiş kopuklukları ve Müslüm Gürses'in sonda az gözükmesi gibi birkaç eksiklik dışında oldukça başarılı bir filmdi. Birçok kez izleyeceğimi düşünüyorum. Yalnız gidip rahatça ağlayabilmem da cabası oldu. Mutlaka gidiniz izleyiniz efendim.
"Çekimleri 1 yıl süren filmin maliyetinin tam 21 milyon lira. 24 bin 300 parça kostüm kullanılan filmin kaza sahnesi için 3 Mercedes parçalandı. Filmdeki Gülhane sahnesi için 3 bin 500 figüran kullanıldı. Şarkılara ise 1 milyon 800 bin lira telif ödendi. Yapım şirketi, Müslüm’le en az 10 milyon seyirciye ulaşarak rekor kırmayı hedefliyor. Aynı yapım şirketi geçen yıl çektikleri ‘Ayla’ için de 14 milyon lira harcamış ve o film 5 milyon 588 bin kişi tarafından izlenmişti." Bu kısmı da Listelist'teki yazıdan iktibas ettim.
Son olarak size açıkhava konserinden sürpriz bir şarkı ile başbaşa bırakıyorum. Yakında Müslüm Gürses şarkılarından bir liste yayınlayacağım takipte kalın. Sevgiyle kalın.